S
SoruCevap
Misafir
Otuz yıl savaşlarının diplomasi tarihindeki yeri ve önemi hakkında kısaca bilgi,
17. yüzyıl döneminin Osmanlı Devleti için bir bunalım dönemi olduğunu ve bu dönemde devlet içerisinde pek çok değişikliğin yaşandığını önceki yazılarımızda anlatmıştık. Bu dönem, sadece Osmanlı Devleti için değil aynı zamanda Avrupa devletleri için de büyük önem taşıyan bir dönem olmuştur. Bu dönem içerisinde Avrupa’da da siyasi, idari, askeri pek çok düzen değişmiştir ve bu değişimler yaşanırken insanlar, büyük acılara maruz kalmışlardır.
Otuz Yıl Savaşları dönemine kadar Avrupa içerisinde pek çok farklı mezhep bulunuyordu. Milletlerin dini aynı olsa da dini yorumlayış şekilleri farklı olduğundan, zaman zaman devletler arasında çekişmeler yaşanmıştır. Bu savaş öncesinde Avrupa’da hakim olan idari anlayış, imparatorluk anlayışıydı. Bu anlayış içerisinde de imparator, lordlar gibi çeşitli güç odakları bulunuyordu.
Otuz yıl savaşlarının başlamasının sebebi, Vatikan’a bağlı olan Katolikler ile Protestanlar arasındaki anlaşmazlıklar olmuştur. Bölgesel olarak ortaya çıkan çekişmeler, zaman içerisinde yayılmıştır ve imparatorların da savaşın içine girmesiyle bu savaş, artık bir ölüm kalım savaşı haline gelmiştir.
Savaş süresince çok fazla kan dökülmüş, şehirler yağmalanmış, salgın hastalıklar gibi çeşitli sebeplerden dolayı çok fazla insan hayatını kaybetmiştir. 30 yıl süren savaşlar sonucunda Avrupalı devletler, Vestfalya Barışı ile birlikte bir anlaşmaya varmışlardır ve savaş sona ermiştir. Bu savaşlardan sonra Avrupada ortaya pek çok mezhep ortaya çıkmış, ancak savaşın ne derece büyük bir yıkıma neden olduğunu gören Avrupalı devletler, bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için çaba göstermişlerdir. Savaş sonrasında imparatorluk anlayışı Avrupada artık kendisine yer bulamayan bir anlayış olmuştur ve bu dönemden sonra devlet yönetimi noktasında daha insan odaklı, demokratik düşünceler yer bulmaya başlamıştır.
17. yüzyıl döneminin Osmanlı Devleti için bir bunalım dönemi olduğunu ve bu dönemde devlet içerisinde pek çok değişikliğin yaşandığını önceki yazılarımızda anlatmıştık. Bu dönem, sadece Osmanlı Devleti için değil aynı zamanda Avrupa devletleri için de büyük önem taşıyan bir dönem olmuştur. Bu dönem içerisinde Avrupa’da da siyasi, idari, askeri pek çok düzen değişmiştir ve bu değişimler yaşanırken insanlar, büyük acılara maruz kalmışlardır.
Otuz Yıl Savaşları dönemine kadar Avrupa içerisinde pek çok farklı mezhep bulunuyordu. Milletlerin dini aynı olsa da dini yorumlayış şekilleri farklı olduğundan, zaman zaman devletler arasında çekişmeler yaşanmıştır. Bu savaş öncesinde Avrupa’da hakim olan idari anlayış, imparatorluk anlayışıydı. Bu anlayış içerisinde de imparator, lordlar gibi çeşitli güç odakları bulunuyordu.
Otuz yıl savaşlarının başlamasının sebebi, Vatikan’a bağlı olan Katolikler ile Protestanlar arasındaki anlaşmazlıklar olmuştur. Bölgesel olarak ortaya çıkan çekişmeler, zaman içerisinde yayılmıştır ve imparatorların da savaşın içine girmesiyle bu savaş, artık bir ölüm kalım savaşı haline gelmiştir.
Savaş süresince çok fazla kan dökülmüş, şehirler yağmalanmış, salgın hastalıklar gibi çeşitli sebeplerden dolayı çok fazla insan hayatını kaybetmiştir. 30 yıl süren savaşlar sonucunda Avrupalı devletler, Vestfalya Barışı ile birlikte bir anlaşmaya varmışlardır ve savaş sona ermiştir. Bu savaşlardan sonra Avrupada ortaya pek çok mezhep ortaya çıkmış, ancak savaşın ne derece büyük bir yıkıma neden olduğunu gören Avrupalı devletler, bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için çaba göstermişlerdir. Savaş sonrasında imparatorluk anlayışı Avrupada artık kendisine yer bulamayan bir anlayış olmuştur ve bu dönemden sonra devlet yönetimi noktasında daha insan odaklı, demokratik düşünceler yer bulmaya başlamıştır.