H
haberci
Dünya’nın dışında koca bir evren ve keşfedilmeyi bekleyen birçok şey var. Gökbilimciler, her geçen gün uzayla ilgili merak uyandıran keşifler gerçekleştiriyor. Bu araştırmaların bazılarında Dünya’ya benzer yaşam koşulları olabileceği düşünülen gezegenler, ilginç görüntüler ve cisimlerle karşılaşılıyor.
Gökbilimcileri ve bizleri şaşkınlığa uğratan bu keşiflere bir yenisi daha eklendi. Dünya’nın da içinde bulunduğu Samanyolu’nda keşfedilen radyo sinyalinin çok nadir bir nesne olabileceği düşünülüyor.
İlk defa bir beyaz cücenin pulsarlar gibi hareket ediyor olabileceği düşünülüyor
Washington Üniversitesi’nden astrofizikçi Jonathan Katz tarafından paylaşılan makaleye göre,
GLEAM-X J162759.5−523504.3
adı verilen radyo sinyali, çok nadir bir nesne olabilir. Nesnenin bir beyaz cüce pulsarı olabileceği düşünülüyor; bu da pulsar benzeri aktivite gösterdiği kanıtlanamayan beyaz cüce cüceler için ender bir durum. Pulsarlar
kalp atışı gibi
ritmik hareketler sergilerken, beyaz cüceler ise
sönmüş ve yaşamının son evresindeki
yıldızlardır. Bu sebeple bu yaşlı yıldızların, pulsarlar gibi hareketler sergilemesi oldukça düşük bir ihtimal olarak görülüyordu.
Keşfedilen bu periyodik radyo sinyali ise; ilk gerçek beyaz cüce pulsarına ait olabileceği ihtimaliyle gökbilimcileri heyecanlandırmayı başardı. Radyo sinyalinin
periyotlarını, frekans yüksekliğini ve parlaklığını
inceleyen gökbilimciler sinyalin pulsarların özelliklerini taşıdığını keşfetti.
18.18 dakikalık periyoda
sahip olan bu düşük frekanslı radyo sinyalinin daha önce de tespit edilmiş olabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar daha önce bu sinyale denk gelen gökbilimcilerin, frekansları yayabilecek cismi tanımlayamadığı için bir sonuca bağlanamadığını söylüyor.
Bu radyo sinyallerine ilk olarak 2018 yılında denk gelindiği düşünülüyor
İlk olarak bu sinyallere
2018 yılında Avustralya’da
rastlanmış olabileceği düşünülüyor. Murchison Widefield Array tarafından toplanan verilerin, pulsarlarla benzer özelliklere sahip olduğu fark edilmişti. Ancak o dönemde bu veriler,
hiçbir astronomik nesnenin profiliyle eşleştirilememiş
ve bunun bir ultra-uzun dönemli bir magnetar olabileceği düşünülmüştü. Yine de gökbilimciler, bu olasılığın çok düşük olduğunu ve bu keşfin başka bir şeye ait olabileceğini düşünerek nesneyle ilgili net bir karara varamamışlardı. Günümüzdeki bu keşifle
aynı periyoda sahip
olan bu sinyallerin, ne olduğu belirlenemeyen ve o dönem tartışmalara sebep olan nesne olduğu düşünülüyor.
Radyo sinyalinin keşfedilmesinin ardından astrofizikçi Jonathan Katz, bu sinyale bir pulsarın sebep olamayacağını düşündü. Bunu düşünmesinin sebebi ise; uzun dönüş perdiyoduna sahip olması ve sebep olduğu darbelerin bir nötron yıldızı pulsarı için çok parlak olmasıydı. Katz, bu sorunların sadece keşfettikleri nesnenin
bir beyaz cüce pulsarı
olması durumunda çözüleceğini keşfetti. Katz’ın bu tezi doğruysa bu durumda radyo
pulsarlarının mekanizmasına sahip ilk beyaz cüce
keşfedilmiş olabilir. Gökbilimcilerin sahip olduğu bu bigiler kanıtlandığı takdirde benzer özellikteki diğer beyaz cüceler çok daha kolay bir şekilde keşfedilebilecek.
Gökbilimcileri ve bizleri şaşkınlığa uğratan bu keşiflere bir yenisi daha eklendi. Dünya’nın da içinde bulunduğu Samanyolu’nda keşfedilen radyo sinyalinin çok nadir bir nesne olabileceği düşünülüyor.
İlk defa bir beyaz cücenin pulsarlar gibi hareket ediyor olabileceği düşünülüyor
Washington Üniversitesi’nden astrofizikçi Jonathan Katz tarafından paylaşılan makaleye göre,
GLEAM-X J162759.5−523504.3
adı verilen radyo sinyali, çok nadir bir nesne olabilir. Nesnenin bir beyaz cüce pulsarı olabileceği düşünülüyor; bu da pulsar benzeri aktivite gösterdiği kanıtlanamayan beyaz cüce cüceler için ender bir durum. Pulsarlar
kalp atışı gibi
ritmik hareketler sergilerken, beyaz cüceler ise
sönmüş ve yaşamının son evresindeki
yıldızlardır. Bu sebeple bu yaşlı yıldızların, pulsarlar gibi hareketler sergilemesi oldukça düşük bir ihtimal olarak görülüyordu.
Keşfedilen bu periyodik radyo sinyali ise; ilk gerçek beyaz cüce pulsarına ait olabileceği ihtimaliyle gökbilimcileri heyecanlandırmayı başardı. Radyo sinyalinin
periyotlarını, frekans yüksekliğini ve parlaklığını
inceleyen gökbilimciler sinyalin pulsarların özelliklerini taşıdığını keşfetti.
18.18 dakikalık periyoda
sahip olan bu düşük frekanslı radyo sinyalinin daha önce de tespit edilmiş olabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar daha önce bu sinyale denk gelen gökbilimcilerin, frekansları yayabilecek cismi tanımlayamadığı için bir sonuca bağlanamadığını söylüyor.
Bu radyo sinyallerine ilk olarak 2018 yılında denk gelindiği düşünülüyor
İlk olarak bu sinyallere
2018 yılında Avustralya’da
rastlanmış olabileceği düşünülüyor. Murchison Widefield Array tarafından toplanan verilerin, pulsarlarla benzer özelliklere sahip olduğu fark edilmişti. Ancak o dönemde bu veriler,
hiçbir astronomik nesnenin profiliyle eşleştirilememiş
ve bunun bir ultra-uzun dönemli bir magnetar olabileceği düşünülmüştü. Yine de gökbilimciler, bu olasılığın çok düşük olduğunu ve bu keşfin başka bir şeye ait olabileceğini düşünerek nesneyle ilgili net bir karara varamamışlardı. Günümüzdeki bu keşifle
aynı periyoda sahip
olan bu sinyallerin, ne olduğu belirlenemeyen ve o dönem tartışmalara sebep olan nesne olduğu düşünülüyor.
Radyo sinyalinin keşfedilmesinin ardından astrofizikçi Jonathan Katz, bu sinyale bir pulsarın sebep olamayacağını düşündü. Bunu düşünmesinin sebebi ise; uzun dönüş perdiyoduna sahip olması ve sebep olduğu darbelerin bir nötron yıldızı pulsarı için çok parlak olmasıydı. Katz, bu sorunların sadece keşfettikleri nesnenin
bir beyaz cüce pulsarı
olması durumunda çözüleceğini keşfetti. Katz’ın bu tezi doğruysa bu durumda radyo
pulsarlarının mekanizmasına sahip ilk beyaz cüce
keşfedilmiş olabilir. Gökbilimcilerin sahip olduğu bu bigiler kanıtlandığı takdirde benzer özellikteki diğer beyaz cüceler çok daha kolay bir şekilde keşfedilebilecek.


