Konuya cevap cer

Fahr-i Kâinât Efendimiz'in mûtad olan oturuş şekli genellikle diz üstü oturma şeklindeydi. Ancak başka oturuş şekilleri de vardı. Örneğin bağdaş kurarak oturma şekli de Peygamber Efendimiz'in sıkça tercih ettiği oturuş biçimlerinden biriydi. Bu oturuş tarzı, rahatlatıcı, avret mahallini koruyucu ve edepli bir oturuş şekli olarak bilinmektedir.

Ayrıca Peygamber Efendimiz'in kaba etleri üzerine oturarak uyluklarını karnına dayadığı "kurfusâ" veya "ihtibâ" oturuş şeklini de sıklıkla tercih ettiği bilinmektedir. Bu oturuş şekli, tam tesettürü sağlama ve avret yerinin açılmama konularında pratik bir tercih olmuştur.

Peygamber Efendimiz ayrıca çömelerek oturma şeklini de kullanmıştır. Bu oturuş şekli genellikle bir şey yerken tercih edilmiştir. Ayrıca havuz veya kuyunun kenarına oturup ayaklarını aşağı sarkıtma şekli de müşahede edilen oturuş şekillerinden biridir.

Diğer yandan, Peygamber Efendimiz uygun bulmadığı oturuş şekillerine de dikkat çekmiştir. Örneğin tek elini arkaya uzatarak oturmak veya iki elini arkaya dayayıp büyüklenerek oturmak gibi tarzları uygun görmemiştir. Bu tarz oturuşlar, insanlara karşı büyüklük taslayan ve mütevaziyetsiz bir tavır sergileyen kişilerin tercih ettiği tarzlar olarak değerlendirilmiştir. Peygamber Efendimiz, Müslümanların, gayri müslimleri taklit etmemeleri gerektiğini özellikle vurgulamıştır.

Son olarak, Peygamber Efendimiz yolda oturmayı da uygun bulmamıştır. Ashâbına yollarda oturmaktan kaçınmalarını öğütlemiştir ve eğer mecbur kalırlarsa, yolun hakkını vermelerini tavsiye etmiştir. Yolun hakkı ise, harama bakmamak, geçenleri rahatsız etmemek, selam vermektir gibi tavır ve davranışlara dikkat çekmiştir.