S
SoruCevap
Orta yaş krizi geçiş mi yoksa çöküntü mü?Uzmanlar artık orta yaşa geçiş dönemini yaşamın normal bir parçası sayıyor. İşte orta yaş krizinin etkileri.
Dr. Hasan İnsel haberi
Uzmanlar artık orta yaşa geçiş dönemini yaşamın normal bir parçası sayıyor. Kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor
Orta yaş krizi dendiğinde aklımıza gelen bazı klişeler vardır: Spor otomobil almak, boşanmak, teknede yaşamayı arzulamak, işini, evini, kıyafet ve yaşam tarzını değiştirmek gibi. Kısacası pek çok kişinin yaşadığı bu değişim pek de olumlu sayılmayan bir durum olarak görülür. Ama günümüzde bu anlayış artık değişme yolunda. Eskiden orta yaş krizi denilen tabloya şimdi orta yaşa geçiş (tranzisyon) deniliyor ve aslında sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığı düşünülüyor.
“Orta yaş krizi” terimi hiç bir zaman bir tanı niteliği kazanmadı yani böyle bir psikolojik sorun tanımlanmadı. Yaklaşık olarak 37 ile 50 ve daha ileri yaşlar arasında yaşanan bu dönem, genellikle bir insanın yaşamındaki önemli olaylara yakın zamanlarda ortaya çıkıyor. Örneğin en küçük çocukları liseyi bitirdiğinde, yeni bir 10 yılın başlangıcını simgeleyen 40 yaş veya 50 yaş doğum gününe yaklaşıldığında ya da anne veya babanın ölümünden sonra kişiler böyle bir krizi yaşayabiliyor.
Kadın ve erkekte farklı
Her ne kadar kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor. Erkeklerin orta yaştaki spor araba tutkusu bir şeyleri ispatlama isteğinden kaynaklanıyor ve erkekler başarılarını daha ziyade işteki performanslarıyla ölçüyorlar. Umdukları başarıya ulaşamasalar bile başarılı görünmek istiyorlar.
Kadınlarsa orta yaşta performanslarına, ilişkilerine bakarak değer biçiyorlar. Yaşam boyu başarılı bir mesleki kariyere sahip kadınlar bile kendi performanslarını iyi bir anne ya da eş olmadaki başarılarıyla ya da ikisiyle birlikte değerlendiriyorlar
Dr. Hasan İnsel haberi
Uzmanlar artık orta yaşa geçiş dönemini yaşamın normal bir parçası sayıyor. Kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor
Orta yaş krizi dendiğinde aklımıza gelen bazı klişeler vardır: Spor otomobil almak, boşanmak, teknede yaşamayı arzulamak, işini, evini, kıyafet ve yaşam tarzını değiştirmek gibi. Kısacası pek çok kişinin yaşadığı bu değişim pek de olumlu sayılmayan bir durum olarak görülür. Ama günümüzde bu anlayış artık değişme yolunda. Eskiden orta yaş krizi denilen tabloya şimdi orta yaşa geçiş (tranzisyon) deniliyor ve aslında sanıldığı kadar kötü bir şey olmadığı düşünülüyor.
“Orta yaş krizi” terimi hiç bir zaman bir tanı niteliği kazanmadı yani böyle bir psikolojik sorun tanımlanmadı. Yaklaşık olarak 37 ile 50 ve daha ileri yaşlar arasında yaşanan bu dönem, genellikle bir insanın yaşamındaki önemli olaylara yakın zamanlarda ortaya çıkıyor. Örneğin en küçük çocukları liseyi bitirdiğinde, yeni bir 10 yılın başlangıcını simgeleyen 40 yaş veya 50 yaş doğum gününe yaklaşıldığında ya da anne veya babanın ölümünden sonra kişiler böyle bir krizi yaşayabiliyor.
Kadın ve erkekte farklı
Her ne kadar kadınlarda ve erkeklerde orta yaş krizine girme oranları eşit olsa da her iki cinsiyet bunu farklı biçimde yaşıyor. Erkeklerin orta yaştaki spor araba tutkusu bir şeyleri ispatlama isteğinden kaynaklanıyor ve erkekler başarılarını daha ziyade işteki performanslarıyla ölçüyorlar. Umdukları başarıya ulaşamasalar bile başarılı görünmek istiyorlar.
Kadınlarsa orta yaşta performanslarına, ilişkilerine bakarak değer biçiyorlar. Yaşam boyu başarılı bir mesleki kariyere sahip kadınlar bile kendi performanslarını iyi bir anne ya da eş olmadaki başarılarıyla ya da ikisiyle birlikte değerlendiriyorlar