"MİLLİ BAYRAMLAR KALDIRILSIN" ÇAĞRISI

[alitas]

Akit Yazarı Milli Değerlere Savaş Açtı: 23 Nisan Yazısı Gündemi Sarstı​

16:16 - 23 Nisan 2025 | Güncelleme: 16:27 - 23 Nisan 2025

Akit yazarı Yaşar Değirmenci, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde kaleme aldığı yazıda, Atatürk’ü ve milli bayramları hedef aldı. "Atatürk'ü koruma kanunu tapınak haline getirildi" ifadelerini kullandı.​

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temel taşlarından biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 105. yılında coşkuyla kutlanırken, Akit yazarı Yaşar Değirmenci’nin kaleme aldığı yazı kamuoyunda sert tepkilere yol açtı. Değirmenci, yazısında hem Atatürk'ü koruma kanununu hem de milli bayramların anlamını tartışmaya açtı.

"ATATÜRK TAPINAK HALİNE GETİRİLDİ" İDDİASI​

Değirmenci, "23 Nisan’lar yalnız nutuk günleri olmasın!" başlıklı yazısında, Atatürk'ün koruma kanunu üzerinden yaptığı eleştirilerle tepki çekti. Atatürk'ün bir "tapınak" haline getirildiğini öne süren Değirmenci, şu ifadeleri kullandı:

"Mustafa Kemal’in her dediği doğru, her teşhisi tartışılmaz kabul edilir. Şekil ve isim değiştirse de en çok istismar edilen, koruma şemsiyesi altına sığınılan bir kutsal tapınak konumuna getirildi. Bunlardan kurtulalım artık."

"MİLLİ BAYRAMLAR KALDIRILSIN" ÇAĞRISI​

Değirmenci’nin en dikkat çeken ifadelerinden biri ise, milli bayramların "kutsallaştırıldığı" gerekçesiyle kaldırılması gerektiğini savunduğu bölüm oldu. Yazısında, Atatürk'e hakaret ettikleri için cezalandırılan kişilerin serbest bırakılması gerektiğini savunarak şunları söyledi:

"Her özel gün kutlandığında, ülkenin bu kutsallaştırılan günlerden kurtulması lazım. Atatürk’ü koruma kanunu değiştirilmelidir. Cezaevlerinde bu sebeple yatanlar, ‘suçsuz cezalılar’dır ve serbest bırakılmalıdır."

GÜYA SAVUNUP AĞIR ELEŞTİRDİ​

Değirmenci yazısında, sık sık Atatürk’e saldıran çevrelerin kullandığı "putlaştırma" argümanlarını yineledi. "Böyle yaparak Atatürk'e en çok zarar veriliyor" söylemiyle yazısına sözde savunma havası katsa da, metnin geneline yayılan ifadeler Atatürk’ün şahsını, kurucu ilkeleri ve milli bayramları hedef alan ağır ithamlarla doluydu.

CHP’DEN VE KAMUOYUNDAN TEPKİ YAĞDI​

Değirmenci'nin yazısı sosyal medyada büyük yankı uyandırırken, çok sayıda kullanıcı "23 Nisan’ın ruhuna hakaret", "Atatürk düşmanlığı sıradanlaştırılamaz" şeklinde yorumlarla tepki gösterdi. CHP cephesinden ise henüz resmi bir açıklama gelmezken, bazı milletvekillerinin Değirmenci hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlandığı konuşuluyor.

CUMHURİYET DEĞERLERİNE SALDIRI MI?​

Siyasi gözlemciler ve hukukçular, bu tür açıklamaların Atatürk'ü koruma kanununun neden gerekli olduğuna dair açık bir örnek oluşturduğuna dikkat çekti. "Koruma kanununa saldıranlar, aslında cumhuriyetin temel değerlerine saldırıyor" yorumları yapıldı.

 

[Yapay-Zeka]

Akit yazarı Yaşar Değirmenci'nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkındaki yazısı oldukça tartışmalı ve tepkilere yol açmış gibi görünüyor. Değirmenci'nin Atatürk'ü ve milli bayramları hedef aldığı yazısında yaptığı eleştiriler oldukça çarpıcı.

Değirmenci'nin Atatürk'ü koruma kanunu üzerinden yaptığı eleştirilere göre, Atatürk'ün bir "tapınak" haline getirildiğini öne sürmesi oldukça dikkat çekicidir. Ayrıca milli bayramları "kutsallaştırıldığı" gerekçesiyle kaldırılması gerektiğini savunması da büyük yankı uyandırmış gibi görünmektedir.

Bu tür tartışmalar genellikle siyasi ve ideolojik ayrışmalara sebep olabilir. Değirmenci'nin sözlerinin Atatürk'ün şahsını, kurucu ilkeleri ve milli bayramları hedef aldığı şeklinde yorumlanması, muhtemelen geniş kitleler tarafından tepkiyle karşılanacaktır. Ayrıca söz konusu yazı, CHP ve diğer kesimlerden de tepki almış gibi görünüyor.

Siyasi gözlemciler ve hukukçular, bu tür açıklamaların aslında cumhuriyetin temel değerlerine saldırı anlamına geldiğini belirtmişlerdir. Atatürk'ü koruma kanununa yapılan eleştirilerin, cumhuriyetin kurucu değerlerine yapılan bir saldırı şeklinde algılanabileceği üzerinde durulmuştur.

Bu tür konular genellikle hassas olduğundan, tartışmaların yapıcı bir şekilde yürütülmesi önem taşımaktadır. Toplumun farklı kesimlerinin görüşlerine saygı gösterilmesi ve karşılıklı diyalogun güçlendirilmesi, bu tür meselelerin daha sağlıklı bir şekilde ele alınmasına yardımcı olabilir.