Neler yeni

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Hekimbaşılık Nedir - Hekimbaşılık Hakkında Bilgi

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan SoruCevap
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
S

SoruCevap

Hekimbaşılık -Hekimbaşılık Nedir - Hekimbaşılık Hakkında Bilgi

Osmanlı sarayının ve memleketin sağlık işleriyle uğraşan teşkilât. Bu teşkilâtın başındaki vazîfeliye “hekimbaşı” denilirdi.

Bâzı kaynaklara göre Fâtih Sultan Mehmed Handan önce Sultan İkinci Murâd Han döneminde yerleşmeye başlayan bu kuruluş, sonraları daha da gelişti. Sultan İkinci Murâd Han döneminde Hekim Şeyhî'nin, hekimbaşı olarak tayin edildiği bilinmektedir. Hekimbaşı, pâdişâhın çevresinde çalışan kişilerin en büyüklerinden sayılırdı. Bu sebeple hekimbaşılığa tâyin edilenlere 18. yüzyıla kadar sadrâzamlar, sonraları da dârüssaâde ağaları, pâdişâh tarafından hediye edilen bir kürk giydirirlerdi.

Hekimbaşı, dârüssaâde ağasına bağlı olmakla berâber her türlü yazışmaları sadrâzamla yapardı. Bütün sağlık personelinin tâyin ve göreve alınmalarında onun tavsiyeleri alınırdı. Hekimbaşılarına geçimleri için arpalık yâni herhangi bir yerin vergisi verilirdi. Diğer İslâm memleketlerinde olduğu gibi Osmanlı Türklerinde de, Kur'ân-ı kerîm'in getirdiği sağlık prensipleri ve Peygamberimizin sağlıkla ilgili hadîs-i şerîfleri uyulacak sağlık kuralları olmuştur. Hekimlik hizmetlerinde, koruyucu hekimliğin, tedâvî hekimliğinden daha kıymetli olduğunun farkında olan Müslümanlar, İslâmiyetin koyduğu kurallarla şimdiki modern hijyen ilminden daha öndeydiler. Bu kâidelere riâyet edenlerin hastalanmayacaklarını Peygamber efendimiz bildirmiştir.

Hekimbaşının selâhiyetleri bugünkü sağlık bakanının selâhiyetlerine eşitti. Ancak bu selâhiyetler askerî alana da yansırdı. Savaş zamânında hekimbaşı, aynı zamanda “ordu hekimbaşısı” idi. Müneccimbaşılık vazîfesini de gören hekimbaşılar, her yıl hicrî yılbaşında bir zâyice (hâdiseleri düzenleyen yıllık cetvel) yapıp pâdişâha takdim ederlerdi. Ayrıca adlî tabiplik görevini de yürütürlerdi. Bir âdet olarak pâdişâhların ölümünde hekimbaşılar görevden alınırlardı. Ancak pâdişâhın tahttan çekilme durumunda görevlerinde kalırlardı.

Hekimbaşının emrinde 19. yüzyıla kadar cerrahbaşı, kehhalbaşı (göz mütehassısı) ve eczâcı kalfaları vardı. Bu târihe kadar hekim ve eczâcı aynı kişi olduğundan ayrıca bir eczâcıbaşılık yoktu.

Hekimbaşılığın yetkileri 19. asrın ortalarında sınırlandırıldı. Çünkü bu zamanda tıp alanında modernleşmeye gidilmesi, bâzı kânun, tüzük ve yönetmeliklerin çıkarılmasına sebeb oldu. Ayrıca hekimbaşının vazîfesi sarayın sağlığı ile ilgilenmekten ibâret olduğundan, “hekimbaşılık” yerine “sertabiplik” deyimi kullanıldı. 1837'de Harbiye Nezâretinde kurulan Sıhhiye Dâiresi, askerî alandaki sağlık konularını, 1850'de kurulan Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne ve Umûr-ı Tıbbıye-i Mülkiye Nezâreti ise sivil alandaki sağlık konularını ele aldı. 1869 târihli İdâre-i Tıbbiye-i Askeriye Nizamnâmesi gereğince kurulan Umûr-ı Sıhhiye-i Askeriyye Meclisi, askerî sağlık işlerini devraldığı gibi, gene o yıl kurulan Meclis-i Umûr-ı Tıbbıye-i Mülkiye de sivil sağlık işlerini üzerine almıştır. Bu son kuruluş 1906'da Meclis-i Maârif-i Tıb ve 1908'den sonra da Meclis-i Umûr-ı Tıbbiye-i Mülkiye ve Sıhhiye-i Umûmiye adlarını almıştır. 1912'de bu meclis tamâmen kaldırılarak İçişleri Bakanlığına bağlı Sıhhiye Müdüriyet-i Umûmiyesi kurulmuştur. Daha sonra 1914'te Dâhiliye ve Sıhhiye Nezâreti adını alan bu kuruluş, 1920'de Sıhhat ve İçtimâî Muâvenet Vekâleti, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı adını alarak son şekline geçmiştir. Böylece eskiden hekimbaşıların üzerinde olan her türlü sivil sağlık işlerinden bugün bu bakanlık sorumludur.
On beşinci yüzyıldan îtibâren hekimbaşılık yapmış olan zâtlar şunlardır: Kaysunizâde Mehmed Efendi, Emir Çelebi, Sakızlı Îsâ Çelebi, Halepli Sâlih bin Nasrullah, Hayâtîzâde Büyük Mustafa Feyzî Efendi, Giritli Nuh Efendi, Hasan Efendi, Suphizâde Abdülazîz Efendi, Gevrekzâde Hâfız Hasan Efendi, Mustafa Behçet Efendi, Abdülhak Molla, Cerrah İsmâil Paşa. Bunlardan Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın Bebek'teki eczânesinin kapısına astığı “Ne ararsan bulunur, derde devâdan gayri” sözü pek meşhurdur
 

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri