S
SoruCevap
Amelsiz muslumanlık olurmu?
Din sadece bir fikirden, guzel duşunceden ibaret değildir Din, Allahu Teala'nın hukumleridir Musluman, bu hukumlere samimiyetle uyan kimse demektir Teslim olan tabi olur, tabi olan huzur bulur Cunku Allahu Teala'nın dininde, insanı mutlu edecek her şey vardır İnsanı yaratan onun derdini ve dermanını en iyi bilmez mi?
Din, sadece inanmak ve kalple kabul etmek de değildir Din, samimi olarak inanmak ve inandığı esasları ihlasla yaşamak demektir Dinin esası ihlastır; yani Allah'a karşı samimi olmaktır Din, baştan sona kulluk ve guzel ahlak demektir Din, Allahu Teala'nın kulun yaşaması icin gonderdiği hukumlerden ve edeblerden ibarettir Allah'a iman ettiğini soyleyen bir kimsenin O'nun emir ve hukumlerini hafife alması, onları ihmal etmesi veya gereksiz gormesi imanı ile bağdaşmaz Boyle duşunen bir kimse, ya aklının kusurunu anlar, şeytanın hilesini farkeder ve bu hallere tevbe eder; veya kalbinden imanı gider Hic tevbe edilmeyen veya salih amellerle temizlenmeyen gunahlar kalbi oldurur Kalbi olen kimsenin imanı tehlikededir Tevbe edip imanını tazeleyen ve guzel amellere donen bir kimse tehlikeden kurtulur Şu hadisi şerifin uyarısına dikkat etmek zorundayız:
Mumin bir gunah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur Eğer tevbe eder, gunahtan elini ceker ve istiğfar ederse kalbi temizlenir Gunah işlemeye devam eder ve gunahı coğaltırsa siyahlık kalbini tamamen sarar, işte bu hal kalbin paslanmasıdır Allahu Teala'nın:
Hayır, doğrusu onların yaptıkları ameller yuzunden kalbleri pas tutmuştur(Mutaffifin, 14) ayetiyle belirttiği durum budur( Tirmizi, Tefsir, No:3345; ibnu Mace, Zuhd, No:4244; Hakim, Mustedrek, II, 518; Ahmed, Musned, II, 297)
Allahu Teala, Kur'anı Hakim'de elliden fazla yerde, Cennet'e giren mu'minlerin en onemli iki ozelliğinden bahsetmiştir Bunların birincisi seksiz iman, ikincisi de Allah icin salih amel işlemektir Elbette Cennet'e Allahu Teala'nın rahmetiyle girilir; ancak Yuce Rabbimiz, bu rahmetini ve mağfiretini salih amel işleyen mu'min kullarına va'detmiştir
Gercek bir musluman, ben Yuce Yaratıcıya iman ederim fakat dunyada nasıl yaşayacağımı kendim belirlerim, iyiyi kotuyu aklımla secerim, arzuladığımı yerim, istediğimi icerim, beğendiğimle evlenirim, haram ve helal diye bir sınır tanımam diyemez Bunu diyen mumin olmaz; boyle duşunen ve soyleyende iman kalmaz
Bir musluman, Allah'a imanı tam ve şirkten uzak olduğu halde, nefsinin hevasına uyup bazı farzları terk etse veya haramlara girse, bu yuzden kufre girmiş olmaz Bu durumda kendisine tevbe farzdır Tevbe etmeden olse bile, yine mu'mindir; tevhid uzere olmuştur Cenabı Hakk dilerse kendisine hic azap etmeden affederek onu rahmetiyle Cennetine koyar Veya gecici bir azapla cezalandırır ve sonunda ebedi nimet yurdu Cennet'e alır( Bkz: İmam SabUni, erRisale fi İ'tikadi Ehli'sSunne (Akidetu'sSelef), 276) Asıl olan Allah'ın birliğini bilmek ve buna iman etmektir Bu kadarcık bilgi ve iman olmadan Cennet'e girmek mumkun değildir
İmanın, ilim ve salih amel ile korunma altına alınması gerekir Cunku kalbteki iman, dil ile soylenmez ve amel ile isbat edilmezse, imanın ne varlığı anlaşılır, ne de tadı Bir kimsenin musluman olduğuna şahitlik edilebilmesi icin, onun muslumanlığını ilan etmesi veya bunu bir ameli ile gostermesi gerekir
İman ile amel, kalple vucut gibidir Kalp de vucut da tek başına hayat bulamaz İmanın salih amel, taat ve ibadetle gereği yapılınca, İslam yaşanmış olur İslam imanın ilan edilmesidir, iman da islam'ın akaididir Allah katında
İmansız amel kabul edilmediği gibi, akaidsiz amel de kabul edilmez
Amel ve ibadet, kalpteki imanın dili hukmundedir
Kendisini yaratan ve yaşatan Yuce Rabbine imanı olup da hic itaati olmayan bir insanda, O'na karşı hic değilse biraz mahcubiyet ve haya bulunmalıdır Bu kadarcık haya da bir iman alametidir ve Hz RasUlullah (sav) Efendimizin mujdesiyle, bunun bile kazancı buyuktur Efendimiz (sav) şoyle buyurmuştur:
Sizden evvelki ummetler icinde bir adam vardı Tevhid haric işe yarar hicbir hayırlı ameli yoktu Bir gun ailesini toplayıp: Olduğum zaman beni yakınız Kemiklerimi havanda doverek toz ediniz Sonra ruzgarlı bir gunde bu tozun yarısını karaya, yarısını denize atınızdiye vasiyyet etti Adam olunce vasiyet yerine getirildi Aziz ve celil olan Allah ruzgara: 'Dağıttığın tozları topla' buyurdu Ruzgar tozları topladı, huzuri ilahiyeye getirdi Hak Teala adama: Neden boyle hareket ettin? diye sordu Adam:
Senden haya ettiğim icin ya Rabdiye cevap verdi O zaman Allahu Teala:
Ben de seni mağfiret ettimbuyurdu( Hadis icin bkz: Buhari, Enbiya, 54; Muslim, Tevbe, 24; Ahmed, Musned, l, 398)
Ehli sunnet inancı imagesamelsizmuslumanlikolurmu5ad2754bed04fpngr dilaver selvi
Din sadece bir fikirden, guzel duşunceden ibaret değildir Din, Allahu Teala'nın hukumleridir Musluman, bu hukumlere samimiyetle uyan kimse demektir Teslim olan tabi olur, tabi olan huzur bulur Cunku Allahu Teala'nın dininde, insanı mutlu edecek her şey vardır İnsanı yaratan onun derdini ve dermanını en iyi bilmez mi?
Din, sadece inanmak ve kalple kabul etmek de değildir Din, samimi olarak inanmak ve inandığı esasları ihlasla yaşamak demektir Dinin esası ihlastır; yani Allah'a karşı samimi olmaktır Din, baştan sona kulluk ve guzel ahlak demektir Din, Allahu Teala'nın kulun yaşaması icin gonderdiği hukumlerden ve edeblerden ibarettir Allah'a iman ettiğini soyleyen bir kimsenin O'nun emir ve hukumlerini hafife alması, onları ihmal etmesi veya gereksiz gormesi imanı ile bağdaşmaz Boyle duşunen bir kimse, ya aklının kusurunu anlar, şeytanın hilesini farkeder ve bu hallere tevbe eder; veya kalbinden imanı gider Hic tevbe edilmeyen veya salih amellerle temizlenmeyen gunahlar kalbi oldurur Kalbi olen kimsenin imanı tehlikededir Tevbe edip imanını tazeleyen ve guzel amellere donen bir kimse tehlikeden kurtulur Şu hadisi şerifin uyarısına dikkat etmek zorundayız:
Mumin bir gunah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur Eğer tevbe eder, gunahtan elini ceker ve istiğfar ederse kalbi temizlenir Gunah işlemeye devam eder ve gunahı coğaltırsa siyahlık kalbini tamamen sarar, işte bu hal kalbin paslanmasıdır Allahu Teala'nın:
Hayır, doğrusu onların yaptıkları ameller yuzunden kalbleri pas tutmuştur(Mutaffifin, 14) ayetiyle belirttiği durum budur( Tirmizi, Tefsir, No:3345; ibnu Mace, Zuhd, No:4244; Hakim, Mustedrek, II, 518; Ahmed, Musned, II, 297)
Allahu Teala, Kur'anı Hakim'de elliden fazla yerde, Cennet'e giren mu'minlerin en onemli iki ozelliğinden bahsetmiştir Bunların birincisi seksiz iman, ikincisi de Allah icin salih amel işlemektir Elbette Cennet'e Allahu Teala'nın rahmetiyle girilir; ancak Yuce Rabbimiz, bu rahmetini ve mağfiretini salih amel işleyen mu'min kullarına va'detmiştir
Gercek bir musluman, ben Yuce Yaratıcıya iman ederim fakat dunyada nasıl yaşayacağımı kendim belirlerim, iyiyi kotuyu aklımla secerim, arzuladığımı yerim, istediğimi icerim, beğendiğimle evlenirim, haram ve helal diye bir sınır tanımam diyemez Bunu diyen mumin olmaz; boyle duşunen ve soyleyende iman kalmaz
Bir musluman, Allah'a imanı tam ve şirkten uzak olduğu halde, nefsinin hevasına uyup bazı farzları terk etse veya haramlara girse, bu yuzden kufre girmiş olmaz Bu durumda kendisine tevbe farzdır Tevbe etmeden olse bile, yine mu'mindir; tevhid uzere olmuştur Cenabı Hakk dilerse kendisine hic azap etmeden affederek onu rahmetiyle Cennetine koyar Veya gecici bir azapla cezalandırır ve sonunda ebedi nimet yurdu Cennet'e alır( Bkz: İmam SabUni, erRisale fi İ'tikadi Ehli'sSunne (Akidetu'sSelef), 276) Asıl olan Allah'ın birliğini bilmek ve buna iman etmektir Bu kadarcık bilgi ve iman olmadan Cennet'e girmek mumkun değildir
İmanın, ilim ve salih amel ile korunma altına alınması gerekir Cunku kalbteki iman, dil ile soylenmez ve amel ile isbat edilmezse, imanın ne varlığı anlaşılır, ne de tadı Bir kimsenin musluman olduğuna şahitlik edilebilmesi icin, onun muslumanlığını ilan etmesi veya bunu bir ameli ile gostermesi gerekir
İman ile amel, kalple vucut gibidir Kalp de vucut da tek başına hayat bulamaz İmanın salih amel, taat ve ibadetle gereği yapılınca, İslam yaşanmış olur İslam imanın ilan edilmesidir, iman da islam'ın akaididir Allah katında
İmansız amel kabul edilmediği gibi, akaidsiz amel de kabul edilmez
Amel ve ibadet, kalpteki imanın dili hukmundedir
Kendisini yaratan ve yaşatan Yuce Rabbine imanı olup da hic itaati olmayan bir insanda, O'na karşı hic değilse biraz mahcubiyet ve haya bulunmalıdır Bu kadarcık haya da bir iman alametidir ve Hz RasUlullah (sav) Efendimizin mujdesiyle, bunun bile kazancı buyuktur Efendimiz (sav) şoyle buyurmuştur:
Sizden evvelki ummetler icinde bir adam vardı Tevhid haric işe yarar hicbir hayırlı ameli yoktu Bir gun ailesini toplayıp: Olduğum zaman beni yakınız Kemiklerimi havanda doverek toz ediniz Sonra ruzgarlı bir gunde bu tozun yarısını karaya, yarısını denize atınızdiye vasiyyet etti Adam olunce vasiyet yerine getirildi Aziz ve celil olan Allah ruzgara: 'Dağıttığın tozları topla' buyurdu Ruzgar tozları topladı, huzuri ilahiyeye getirdi Hak Teala adama: Neden boyle hareket ettin? diye sordu Adam:
Senden haya ettiğim icin ya Rabdiye cevap verdi O zaman Allahu Teala:
Ben de seni mağfiret ettimbuyurdu( Hadis icin bkz: Buhari, Enbiya, 54; Muslim, Tevbe, 24; Ahmed, Musned, l, 398)
Ehli sunnet inancı imagesamelsizmuslumanlikolurmu5ad2754bed04fpngr dilaver selvi