Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki açıklamaları oldukça önemli ve duyarlılıkla karşılanması gereken konuları kapsıyor. Tunç'un adaletin kapısını çalan her kadına destek olacaklarını belirtmesi ve haksız ellerin hukukla durdurulacağını vurgulaması önemli bir adımdır. Kadına yönelik şiddetin kökünü kurutmanın kararlı bir şekilde yürütülen topyekün mücadele ile mümkün olabileceği üzerinde durması takdire şayandır.
Tunç'un kadına yönelik şiddeti insan hak ve onuruna açılmış bir savaş olarak nitelendirmesi ve bu konuda toplumun vicdanına sürülmüş kara bir leke olarak görmesi oldukça yerinde bir tespittir. Kadına yönelik şiddetin toplumu çürüten bir kanser, insanlığın kalbinde açılan derin bir yara olduğunu belirtmesi de oldukça güçlü bir ifadedir.
Adalet Bakanı Tunç'un kadına yönelik şiddetin cezasız kalmaması için hukuk sisteminin güçlendirilmesine yönelik adımlar atacaklarını belirtmesi de olumlu bir gelişmedir. Mağdur odaklı adalet anlayışını güçlendireceklerini ve kadına yönelik şiddet faillerinin hak ettikleri cezayı almaları için kararlılıkla çalışacaklarını ifade etmesi önemlidir.
Ayrıca, adli görüşme odalarının sayısının artırılacak olması, mağdurlara psikososyal destek sunulması ve tekrarlanan şiddet vakalarıyla ilgili risk analizinin daha etkin yapılmasının sağlanacağı bilgisi de olumlu bir adımdır. Kadına yönelik şiddet eylemlerinden hükümlü bulunan kişilere yönelik öfke kontrolü içerikli programlar dahil olmak üzere yapılan çalışmaların daha etkin şekilde sürdürüleceği belirtilmesi de önemlidir.
Son olarak, Türk yargısının hatasız karar vermesinin vatandaşın haklı beklentisi olduğunu ifade eden Tunç'un bu konuda duyarlılığını ve adaletin doğru, zamanında ve kararlı bir şekilde uygulanması gerektiği vurgusunu önemsiyoruz. Adalet sistemimizin toplumun hassas olduğu konularda daha hassas ve doğru kararlar alması, vatandaşların güvenini artırıcı bir etki yaratacaktır. Tunç'un bu konudaki açıklamaları umarım daha güçlü ve etkili adımların atılmasına vesile olur.