Kefil asil borcluya dava acabilir mi?

Kefil asıl borçluya dava açabilir mi?​

Türk Borçlar Kanunu’nun 596. maddesine göre kefil; Alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde, asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip değildir.

Ipotek hangi hallerde düşer?​

İpotek, aynı zamanda bir taşınmaz rehni olduğundan taşımaz rehninin sona erme nedenleri ipotek içinde geçerli olacaktır. Bunlar nedenler, hak sahibinin talebi ile ipoteğin terkini, taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırma hallerindir. Alacaklı tarafından ipoteğin tapu sicilinden terkin edilmesi istenebilir.

Rehin açığı belgesi ile takip harç ödenir mi?​

Rehin açığı belgesi ile takip harç ödenir mi?
Anılan takibin bir yıl içerisinde yapıldığı ve önceki ilamlı takibin devamı niteliğinde olduğu açıktır, haliyle alacaklıdan peşin harç alınamaz.
Kefil, alacaklının haklarına yine halef olur ama asıl borçluya rücu edemez. Kefil, borcu ve faizi tamamen veya kısmen ödediği takdirde, bunu asıl borçluya bildirmelidir.

Asıl alacaklı dururken kefile haciz yapılır mı?​

Kefilin asıl borçtan sorumluluğu borcun vadesinin gelmesiyle başlar. Borcun muaccel hale gelmesi için ihbar çekilmesi gerekli olan hallerde kefile de ihbar çekilmesi gerekir. Kefil için de borcun muaccel hale gelmesi yapılacak ihbarla gerçekleşir. Bu ihtar ile borçlu dururken kefile haciz yapılabilir.

Hangi durumlarda kefalet sona erer?​

Borçlu borcunu zamanında ve temerrüde düşmeksizin ifa etmesi durumunda, borçla birlikte kefalet de sona erer. Aynı şekilde takas durumunda, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunda, yenileme durumunda da kefalet borcu sona erer.

Kefil olan asıl borçluyu icraya verebilir mi?​

Kefil olan asıl borçluyu icraya verebilir mi?
Kefil müteselsil kefil ise Türk Borçlar Kanunu 586. madde de belirtildiği üzere alacaklı borçluya karşı icra takibi başlatmadan önce ya da alacağı güvence altına almak için verilmiş olan taşınmaz rehnini paraya çevirmeden önce müteselsil kefile karşı icra takibi başlatabilir.
Bu hükümlere göre de kefaletin yazılı şekilde olması ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir. İcra müdürü usulüne uygun icra kefaleti verildiğini ve asıl borçlu hakkında takibin kesinleştiği görür ise alacaklının talebi üzerine icra kefiline icra emri gönderir.
Özetle asıl borçlu kredi borcunu ödemez ise ve ödememe durumu kefilin ölümünden sonra oluşmuşsa kalan borçlar kefilin çocukları ve mirasçılarını aksi bir adli karar olmadığı sürece sorumlu tutmaktadır.

Kefil icradan nasıl kurtulur?​

Kefil icradan nasıl kurtulur?
Kefilin sözleşme tarihini, üstlendiği azami borç miktarını da kendi el yazısı ile yazması gerekmektedir. Aksi halde kefile karşı icra takibi yapılsa veya alacak davası açılsa dahi kefil, sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek borçtan kurtulabilecektir.

Kefil asıl borçluya dava açma konusunda, Türk Borçlar Kanunu'nun 596. maddesine göre kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. Ancak kefil, asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödeme yaptığında asıl borçluya rücu hakkına sahip değildir. Yani kefil, asıl borçluya karşı dava açarak rücu etme hakkına sahip değildir.

Ipotekin hangi hallerde düşeceği konusunda ise, ipoteğin taşınmaz rehninin sona erme nedenlerinin ipotek için de geçerli olduğu belirtilmektedir. Bu nedenler arasında hak sahibinin talebiyle ipoteğin terkin edilmesi, taşınmazın tamamen yok olması veya kamulaştırılması gibi durumlar bulunmaktadır. Bu durumlarda ipotek düşebilir ve alacaklının talebi üzerine ipotek tapu sicilinden terkin edilebilir.

Rehin açığı belgesi ile takip harç ödenip ödenmeyeceği konusunda ise, belirli durumlarda ödenmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Örneğin, anılan takibin bir yıl içerisinde yapıldığı ve önceki ilamlı takibin devamı niteliğinde olduğu durumlarda alacaklıdan peşin harç alınamayabilir.

Asıl alacaklı dururken kefile haciz yapılması konusunda, kefilin asıl borçtan sorumluluğunun borcun vadesinin gelmesiyle başladığı belirtilmektedir. Borçlu için ihbar çekilmesi gereken durumlarda kefile de ihbar çekilmesi gerektiği ve bu ihbar ile borçlu dururken kefile haciz yapılabilir.

Kefaletin hangi durumlarda sona erebileceği konusunda ise, borçlunun borcunu zamanında ve temerrüde düşmeksizin ifa etmesi durumunda, borçla birlikte kefaletin de sona erebileceği ifade edilmektedir. Aynı şekilde takas, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi veya yenileme durumlarında da kefalet borcu sona erebilir.

Kefil olan asıl borçluyu icraya verebilir mi sorusuna ise, eğer kefil müteselsil kefil ise alacaklı borçluya karşı icra takibi başlatmadan önce veya taşınmaz rehnini paraya çevirirken müteselsil kefile karşı icra takibi başlatılabilir.

Son olarak, kefilin icradan nasıl kurtulabileceği konusunda da belirli koşulların yerine getirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Örneğin, kefilin sözleşme tarihini ve üstlendiği borç miktarını yazması veya sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek icradan kurtulabileceği ifade edilmektedir.