Kardinal iktisatcilarin varsayimlari nelerdir?

Kardinal iktisatçıların varsayımları nelerdir?​

Kardinal ve ordinal fayda teorisindeki iki temel varsayım, tüketicinin gelirinin ve satın aldığı mal fiyatlarının sabit olduğudur. Üçüncü bir varsayım olarak kardinal fayda teorisinde, tüketicinin tercihlerinin azalan marjinal fayda ilkesine tabi olduğu varsayılır.

Kardinal iktisatçılar kimdir?​

KARDİNAL FAYDA TEORİSİNİ geliştiren belli başlı iktisatçılar şunlardır; Hermann Heinrich Gossen, Leon Walras, Carl Menger, William Stanley Jevons, Alfred Marshall bu teorinin önde gelen isimleridir.

Farksızlık eğrileri nelerdir?​

Farksızlık eğrileri nelerdir?
FARKSIZLIK EĞRiLERi (Eş-Fayda Eğrileri) Tüketici bir eğri üzerinde her noktada aynı faydayı sağlar. Tüketiciye aynı tatmin düzeyinisağlayan farklı mal tüketim bileşimlerinin geometrik yerine “Farksızlık Eğrisi” denir.

Kardinal fayda neye dayanır?​

2 – Kardinal Fayda kavramını savunan iktisatçılar ise, çeşitli mal ve hizmetlerin faydaların teorik bir birimle ölçülebileceğini ileri sürmektedirler. Buna göre çeşitli mal ve hizmetlerin faydaları “util” adı verilen bir birimle ölçülebilir.

Iktisat util nedir?​

ekonomide malın tüketiminden duyulan mutluluğun * birimi. fayda ölçü birimi.

Kardinal fayda ne ile olculur?​

Kardinal fayda ne ile olculur?
Fayda bir kardinal kavramdır. En uygun ölçü paradır. Fayda tüketicinin başka mal birimlerine öde- meye hazır olduğu parasal birimlerle ölçülür.
Faydanın ölçülemeyeceğini savunan iktisatçılar (ordinal faydacılar), mal ya da mal gruplarının sağlamış olduğu faydanın teorik bir fayda birimiyle ölçülemeyeceğini savunurlar. Yani kişiden kişiye ve aynı kişi için tüketim zamanına göre malların faydası değişiklik gösterebilir.
“Yatay eksende X dikey eksende Y malı varken, tüketici birey için veri bir toplam fayda düzeyini sağlayan bütün X ve Y tüketim bileşimlerinin geometrik kümesi ‘kayıtsızlık eğrisi olarak adlandırılır.”

Kardinal iktisatçıların varsayımları arasında birkaç temel nokta bulunmaktadır. İlk olarak, kardinal fayda teorisinde tüketicinin gelirinin sabit olduğu varsayılır. Tüketici gelirinin sabit olması, fayda seviyesinin belirli bir düzeyde olduğunu ve değişmediğini ifade eder. İkinci olarak, tüketicinin satın aldığı mal fiyatlarının da sabit olduğu varsayılır. Bu durumda, mal fiyatlarının değişmediği ve tüketicinin belirli bir fiyat seviyesine maruz kaldığı kabul edilir. Üçüncü olarak, kardinal fayda teorisinde tüketicinin tercihlerinin azalan marjinal fayda ilkesine tabi olduğu varsayılır. Yani, tüketici her bir birim mal alışverişinde azalan ek fayda elde eder.

Kardinal fayda teorisini geliştiren önemli iktisatçılar arasında Hermann Heinrich Gossen, Leon Walras, Carl Menger, William Stanley Jevons ve Alfred Marshall gibi isimler bulunmaktadır. Bu iktisatçılar, faydanın çeşitli mal ve hizmetler arasında teorik bir birimle ölçülebileceğini savunmuşlardır. Faydanın ölçülmesi için kullanılan birim genellikle "util" olarak adlandırılmıştır.

Farksızlık eğrileri veya eş-fayda eğrileri, tüketiciye aynı tatmin seviyesini sağlayan farklı mal tüketim kombinasyonlarını gösteren eğrilerdir. Her noktada aynı faydayı sağlayan farklı mal tüketim kombinasyonları bu eğriler üzerinde bulunur.

Diğer yandan, ordinal fayda teorisi farklı bir yaklaşım sunar. Bu teoriye göre, faydanın ölçülemeyeceğini savunan iktisatçılar, mal ya da mal gruplarının sağladığı faydanın teorik bir ölçü birimiyle belirlenemeyeceğini iddia ederler. Yani, faydanın kişiden kişiye ve tüketim zamanına göre değişebileceği düşünülür.

Son olarak, kayıtsızlık eğrileri, tüketici birey için aynı toplam fayda düzeyini sağlayan farklı mal tüketim kombinasyonlarının geometrik kümesini ifade eder. Yani, bu eğriler tüketicinin tercih yaparken eşit fayda seviyesinde kalacağı mal kombinasyonlarını gösterir.