S
SoruCevap
Gunahlarımız ve Tevbe
Tevbesiz kalmak husran
Allah Tealanın rahmetine sığınmaktır
İnsanın gunah işlemeye musait bir yaratılışı var Her an bir iyilik yapması mumkun olduğu gibi gunah işlemesi de mumkundur Bir an olur, duyuları ile gunah işlemekten kurtulamaz Bundan kurtulacak olsa kalbindeki fesat onu yakalar Bundan kurtulmaya calışsa şeytanın vesvesesi yakasını bırakmaz
Şeytan, kalbin Allahı anmasını engellemek icin değişik fikir ve vesveseler verir Kendimizi bir an şeytanın vesvesesinden kurtulmuş saysak, aziz ve celil olan Allahı bilmekte kusurlu olma hususunda gafletten kurtulamayız
Ayrıca insanoğlu, hakikatini tam idrak edemediğinden kadere karşı gelmek, yaratılmışlarda noksan ve abes şeyler bulmak gibi değişik duşunce ve goruşlerle de gunah işleyebilir
Butun bunlar muminlerin kendi durumlarına, manevi hallerine gore de değişiklik gostermektedir Herkes kendi yaptıklarına, idrak ve anlayışına, ilmine, yaşayış ve ahvaline gore değişik gunahlar işler Hemen her hal icin, taat ve gunahın sınır ve şartları vardır Bunları korumak taat, onların dışına cıkıp gaflete dalmak ise gunah sayılır
Butun bunlara karşılık olarak Allah Teala kullarına buyuk bir ikram ve ihsan olarak tevbeyi vermiştir Tevbe her kulun bulunduğu durumdan kurtulup ilerlemesini, yukselmesini sağlayan bir nimettir
Alim cahil herkes tevbeye muhtactır Ancak kişilere gore bazı değişikler olur Mesela manen yuksek derecelere ermiş olanların (havasın) tevbeleri gunahları terk etmiş olmalarına rağmen coğunlukla bir anlık gafletten oturudur Havasın havası sayılan Allah dostlarının tevbeleri ise kalpleri bir lahza Allah Tealanın zatından masiva sayılan şeylere kaymasından dolayıdır
Nitekim Zunnun Mısri ks Hazretleri buyurur ki: Sıradan insanların (avamın) tevbesi gunahlarından, havasın tevbesi ise gafletten oturudur
Tevbe edenden tevbe edene cok fark vardır Hatalardan tevbe edenle gaflet hallerinden tevbe eden bir olmaz Bir tevbe eden de var ki, kalbi, halkı yaratan zatın gayrısına kaydığı icin tevbe eder
Diğer insanlar bir yana, peygamber efendilerimiz dahi tevbesiz kalmamışlardır Rasuli Kibriya sav Efendimiz bir hadisi şeriflerinde: Bazen kalbime perdeye benzer bir şey gerilir Bunun icin Yuce Allaha gunde yetmiş kere tevbe ederim buyurmuştur
Tevbe etmek, gunah işleyen her şahıs icin farzdır Tevbesiz kalmak husran, buyuk bir fırsat kacırmak, buyuk gaflettir Allahın rahmet deryasına yol acan tevbeye sarılmak ise bahtiyarlıktır
Buyukler dahi Allah Tealaya layıkıyla kulluk edemediklerini soylemiş ve her zaman tevbe etmişlerdir Bize duşen ise asla gunahsız olduğumuzu duşunmeyip, tevbe ederek Allah Tealanın rahmetine sığınmaktır
Mehmet ILDIRAR
semerkand dergisi
ocak 2008
Tevbesiz kalmak husran
Allah Tealanın rahmetine sığınmaktır
İnsanın gunah işlemeye musait bir yaratılışı var Her an bir iyilik yapması mumkun olduğu gibi gunah işlemesi de mumkundur Bir an olur, duyuları ile gunah işlemekten kurtulamaz Bundan kurtulacak olsa kalbindeki fesat onu yakalar Bundan kurtulmaya calışsa şeytanın vesvesesi yakasını bırakmaz
Şeytan, kalbin Allahı anmasını engellemek icin değişik fikir ve vesveseler verir Kendimizi bir an şeytanın vesvesesinden kurtulmuş saysak, aziz ve celil olan Allahı bilmekte kusurlu olma hususunda gafletten kurtulamayız
Ayrıca insanoğlu, hakikatini tam idrak edemediğinden kadere karşı gelmek, yaratılmışlarda noksan ve abes şeyler bulmak gibi değişik duşunce ve goruşlerle de gunah işleyebilir
Butun bunlar muminlerin kendi durumlarına, manevi hallerine gore de değişiklik gostermektedir Herkes kendi yaptıklarına, idrak ve anlayışına, ilmine, yaşayış ve ahvaline gore değişik gunahlar işler Hemen her hal icin, taat ve gunahın sınır ve şartları vardır Bunları korumak taat, onların dışına cıkıp gaflete dalmak ise gunah sayılır
Butun bunlara karşılık olarak Allah Teala kullarına buyuk bir ikram ve ihsan olarak tevbeyi vermiştir Tevbe her kulun bulunduğu durumdan kurtulup ilerlemesini, yukselmesini sağlayan bir nimettir
Alim cahil herkes tevbeye muhtactır Ancak kişilere gore bazı değişikler olur Mesela manen yuksek derecelere ermiş olanların (havasın) tevbeleri gunahları terk etmiş olmalarına rağmen coğunlukla bir anlık gafletten oturudur Havasın havası sayılan Allah dostlarının tevbeleri ise kalpleri bir lahza Allah Tealanın zatından masiva sayılan şeylere kaymasından dolayıdır
Nitekim Zunnun Mısri ks Hazretleri buyurur ki: Sıradan insanların (avamın) tevbesi gunahlarından, havasın tevbesi ise gafletten oturudur
Tevbe edenden tevbe edene cok fark vardır Hatalardan tevbe edenle gaflet hallerinden tevbe eden bir olmaz Bir tevbe eden de var ki, kalbi, halkı yaratan zatın gayrısına kaydığı icin tevbe eder
Diğer insanlar bir yana, peygamber efendilerimiz dahi tevbesiz kalmamışlardır Rasuli Kibriya sav Efendimiz bir hadisi şeriflerinde: Bazen kalbime perdeye benzer bir şey gerilir Bunun icin Yuce Allaha gunde yetmiş kere tevbe ederim buyurmuştur
Tevbe etmek, gunah işleyen her şahıs icin farzdır Tevbesiz kalmak husran, buyuk bir fırsat kacırmak, buyuk gaflettir Allahın rahmet deryasına yol acan tevbeye sarılmak ise bahtiyarlıktır
Buyukler dahi Allah Tealaya layıkıyla kulluk edemediklerini soylemiş ve her zaman tevbe etmişlerdir Bize duşen ise asla gunahsız olduğumuzu duşunmeyip, tevbe ederek Allah Tealanın rahmetine sığınmaktır
Mehmet ILDIRAR
semerkand dergisi
ocak 2008