Azinliklar Neden Turk vatandasi sayildi?

Azınlıklar Neden Türk vatandaşı sayıldı?​

Lozan’daki azınlıklar sistemi Osmanlı’da yerleşik din temelli “millet sistemi”ni miras alan Türkiye Cumhuriyeti, azınlık politikasında bu sistemi temel almış, etnik grupları dışarıda bırakılarak, Lozan’da istenen uzlaşmaya varılmış; yalnızca “gayri müslimler” azınlık olarak kabul edilmiştir.

Azınlıkların mal mülk edinmeleri hangi belge?​

Azınlıkların mal mülk edinmeleri hangi belge?
“Eşhâs-ı Hükmiyenin Emvali Gayrimenkule ye Tasarruflarına Dair Kanunu Muvakkat” ile tüzel kişilerinin mal edinmesi mümkün kılınmış ve 1912 yılında çıkartılan “Eşhas-ı Hükmiyenin Emvali Gayrimenkuleye Tasarrufu Hakkında Kanun” ile vakıflar tüzel kişilik kazanmışlardır.

Osmanlı Devletinde azınlıklara okul açma hakkı ne zaman verildi?​

Araştırmacı Vahap BEGEÇ tarafından Azınlık Okullarının Ermeni Meselesindeki Etkileri konulu bir konferans verildi. 28 Şubat 1856 tarihinde yabancı devletlerin baskısı sonucu ilan edilen Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere daha fazla hak ve hürriyet sağlanmış böylece okul açma faaliyetleri de hız kazanmıştır.

Lozan Antlaşmasının kararlarından hangisi azınlıklarla ilgilidir?​

Lozan Antlaşmasının kararlarından hangisi azınlıklarla ilgilidir?
MADDE 39. Gayrimüslim azınlıklara mensup Türk uyruklular Müslümanlarla aynı yurttaşlık haklarına ve siyasal haklara sahip olacaktır. Türkiye’de yaşayan herkes, din farkı gözetilmeksizin yasa karşısında eşit olacaktır.

Namı mevhum ne demek?​

Nam ı mevhum ne demek? Cemaat vakıflarının tasarrufunda bulunan taşınmazların tapuda adlarına kaydedildikleri gerçek kişilere “nam-ı müstear”, artık hayatta olmayan (Bakire Meryem gibi) tarihi ve dini kişilere ise “nam-ı mevhum” denilmektedir.

Azınlıkların mal mülk edinmeleri ve şirket kurmalarını mümkün hale gelmiştir Bu düzenleme hangi belgede yer almıştır?​

Azınlıkların mal mülk edinmeleri ve şirket kurmalarını mümkün hale gelmiştir Bu düzenleme hangi belgede yer almıştır?
Yürürlükteki Türk Medeni hukukundaki düzenlemelere göre cemaat vakfı kurulması mümkün değildir. Ancak Lozan Antlaşması ile Türkiye, azınlıkların haklarının korunacağını taahhüt etmiş ve bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti tarafından varlıkları kabul edilmiştir.

Lozan Barış Konferansında çözülemeyen meselelerden hangisi Milletler Cemiyetine bırakılmıştır?​

Irak sınırı: Barış antlaşmasında çözülemeyen tek sorun Musul-Kerkük sorunu olmuştur. Irak sınırı bu antlaşmayla çözülememiştir.

Azınlıkların Türk vatandaşı olarak kabul edilmesi ve azınlık politikasının gayri müslim azınlıklar üzerine şekillenmesi, Lozan Antlaşması'ndaki uzlaşmayla ortaya çıkmıştır. Zira Lozan Antlaşması'nda sadece "gayri müslimler" azınlık olarak tanımlanmış ve azınlık hakları bu kesim üzerinden belirlenmiştir. Bu durum, Osmanlı dönemindeki millet sisteminin etkisiyle şekillenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından devam ettirilmiştir.

Azınlıkların mal mülk edinme ve şirket kurma haklarının belgelenmesi ise tarihsel süreçte çıkarılan kanunlar ve düzenlemelerle gerçekleşmiştir. Örneğin, 1912 yılında çıkartılan "Eşhâs-ı Hükmiyenin Emvali Gayrimenkule ye Tasarruflarına Dair Kanunu Muvakkat" ve "Eşhas-ı Hükmiyenin Emvali Gayrimenkuleye Tasarrufu Hakkında Kanun" gibi belgeler, azınlıkların mal edinme haklarına dair önemli adımları içermektedir.

Ayrıca, Osmanlı Devleti döneminde azınlıklara okul açma hakkının verilmesi, 28 Şubat 1856 tarihindeki Islahat Fermanı'yla gerçekleşmiştir. Bu ferman sayesinde gayrimüslim azınlıklar daha fazla hak ve hürriyete sahip olmuş, böylelikle okul açma faaliyetleri ve eğitim alanındaki gelişmeler hız kazanmıştır.

Lozan Antlaşması'nın azınlıklarla ilgili kararlarından biri de Madde 39'da yer almaktadır. Bu madde, gayrimüslim azınlıklara mensup Türk uyrukluların Müslümanlarla aynı yurttaşlık haklarına ve siyasal haklara sahip olacağını belirtmektedir. Bu maddeyle herkesin din farkı gözetilmeksizin yasa karşısında eşit olacağı vurgulanmıştır.

Son olarak, Lozan Barış Konferansı'nda çözülemeyen meselelerden biri de Irak sınırıyla ilgili olan Musul-Kerkük sorunudur. Bu mesele, Barış Antlaşması'nda çözülememiş ve Milletler Cemiyeti'ne bırakılmıştır. Bu durum, Lozan Antlaşması'ndaki bazı konuların uluslararası platformlara aktarılmasına örnek teşkil etmektedir.